Özel Okul Öğretmenlerinin Ücret Ödeme Zamanı
Özgür DEMİR
İş Müfettişi Yardımcısı
ozgurdemir88@hotmail.com
Giriş
Ücret çalışanların en önemli geçim kaynağıdır ve korunmaya muhtaçtır. Bu sebeple Türk hukuk sisteminde anayasal koruma altına alınmıştır.[1] Uluslararası düzeye baktığımızda da ücret ile ilgili çok sayıda tavsiye kararları ve düzenlemeler görmekteyiz. Uluslararası düzeydeki en önemli düzenleme ise, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından 8 Haziran 1949 tarihinde yürürlüğe giren ve ülkemiz tarafından da onaylanmış olan 95 sayılı Ücretin Korunması Sözleşmesi’dir.[2] Ulusal düzeyde ise birçok kanunda ücret ile ilgili hükümler bulunmakla birlikte esas itibariyle düzenleyici ve emredici hükümler 4857 sayılı İş Kanunu’nda[3] yer almaktadır.
İş Kanunu’nda işçi ücretlerini koruma altına alan çok çeşitli düzenlemeler yer almaktadır. Bunlardan birisi de işçilerin ücretlerinin ödeme zamanıdır. Bilindiği üzere 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununa[4] tabi olarak kurumlarda görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler, 5580 sayılı Kanun hükümleri saklı kalmak üzere Sosyal güvenlik ve özlük hakları yönünden; 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu[5] ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun hükümlerine tabidir. Bu özelliği nedeni ile özel öğretim kurumlarında çalışan eğitim personelinin ücret ödeme zamanı normal işçilerden daha farklı hukuki yorumlar gerektirebilmektedir.
Çalışmada ücret kavramı açıklandıktan sonra özel okul öğretmenlerinin 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu ve 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerinin karşılaştırılması sonucu ücret ödeme zamanlarının ne olduğu üzerinde durulacaktır.
Ücret
Ücret iş sözleşmesinin esaslı ve en önemli unsurudur. Kural olarak yapılan her iş bir ücreti gerektirir ve işçinin de bu ücreti sonradan talep etme hakkı vardır.[6]
5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun tanımlar başlıklı 3.maddesine göre ücret “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara saatlik, günlük, haftalık, aylık veya yıllık olarak para ile ödenen ve süreklilik niteliği taşıyan brüt tutarı ifade eder.”
Türkiye’nin de onayladığı Uluslararası Çalışma Örgütü‘nün 95 Sayılı Ücretin Korunması Hakkındaki Sözleşmesi ücreti tanımlamış ve bu anlamda güvence altına almıştır. “Ücret, yapılan veya yapılacak olan bir iş için veyahut görülen veya görülecek bir iş için yazılı veya sözlü iş akdi gereğince bir işveren tarafından bir işçiye her ne nam altında ve hangi hesaplama şekliyle olursa olsun ödenmesi gereken ve nakden değerlendirilmesi kabil olup karşılıklı anlaşma veya mevzuatla tespit edilen bedel veya kazançtır.”
4857 sayılı İş Yasasının 32.maddesine göre ise “Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır.”
Özel Okul Öğretmenlerinin Ücret Ödeme Zamanı
İşçi ücretlerinin ödenme zamanı İş Kanunun 32.maddesinde düzenlenmiştir. Ücret ve Ücretin Ödenmesi başlıklı madde metnine göre, “Ücret en geç ayda bir ödenir. İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile bu süre bir haftaya kadar indirilebilir’’ denilmektedir. Aynı yasanın 37. maddesi ise yapılan ödemelerde ücret hesap pusulası düzenleme zorunluluğunu getirmiş ve anılan pusulada gösterilmesi zorunlu hususlardan birisi olarak “ ilişkin olduğu dönem” i belirtmiştir. Yine aynı yasanın 34. maddesi “Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde zorunlu bir sebep dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez…” düzenlemelerine yer vermiştir. Görüldüğü üzere Kanunun madde metinlerinin muhtevasına bakıldığında ücretin ödeme gününün belirlenmediği anlaşılmaktadır.
Kanunda belirlenmiş olan ücret ödeme zamanıdır. Ücret ödeme zamanına ilişkin kısıt ise en geç ayda bir olacağıdır. Diğer mevzuatlara baktığımızda da 4857 sayılı Yasa ile paralel şekilde “ muntazaman fasılalarla, her ay ödedikleri, bordronun ilişkin olduğu ay” gibi ücret ödeme gününden ziyade ücret ödeme zamanının çerçevesinin çizildiğini, ücret ödeme gününü ise tarafların iradesine bıraktığını görmekteyiz. Yani işçi ve işveren ücretin hangi zaman aralığında ve hangi gün ödeneceğini belirleme serbestine sahiptir. Ancak bu serbesti mutlak olmayıp 32.maddede belirtildiği gibi en geç bir aylık ve en erken bir haftalık ödeme dönemleri ile sınırlanmıştır. Bu bağlamda Kanunda işçi ücretlerinin ayın 1’inde, 15’inde ya da ay sonunda ödenmesine ilişkin bir hüküm yoktur. İş sözleşmeleri ile işveren yaptığı işin mahiyetine ve nakit akış durumuna göre ay içinde (ödeme dönemine ait bağlayıcı hükümlere uymak kaydı ile) herhangi bir gün belirleyebilir. Ayda bir ödeme usulü seçilmiş ise ücretlerin ödenmesinde bir aylık zaman diliminin geçirilmemesi gerekmektedir.
Bununla birlikte bilindiği üzere eğitim personeli esas itibariyle 5580 sayılı Kanun hükümlerine tabidir. 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu Özlük Hakları ve Sorumluluklar başlıklı 9.maddesinde:
“ Kurumlarda görev yapan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler, bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere;
a) Sosyal güvenlik ve özlük hakları yönünden; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile 4857 sayılı İş Kanunu,
b) Yetki, sorumluluk, ödül ve cezalar ile bunların uygulanması bakımından; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 1702 sayılı İlk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanun, 4357 sayılı Hususi İdarelerden Maaş Alan İlkokul Öğretmenlerinin Kadrolarına Terfi, Taltif ve Cezalandırılmalarına ve Bu Öğretmenler İçin Teşkil Edilecek Sağlık ve İçtimaî Yardım Sandığı ile Yapı Sandığına ve Öğretmenlerin Alacaklarına Dair Kanun ile 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun,
hükümlerine tâbidir.” demektedir.
Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin eki olan “Özel Öğretim Kurumlarında Görev Alan Eğitim Personeline Ait İş Sözleşmesi Formunda” ücret ödeme zamanına ilişkin olarak özel bir düzenleme yapıldığı görülmektedir. Formun 5. maddesinin d fıkrasında ki düzenlemede; “Eğitim personelinin aylık ücreti, bordro ile her ay sonunda ödenir.” hükmü yer almaktadır. Yani mevzuatta yer alan düzenleme ile eğitim personelinin ücret ödeme zamanı tarafların iradesine bırakılmamış, doğrudan yönetmelik ekinde yer alan tip sözleşme ile belirlenmiştir. Eğitim personeli için tabi olunan 5580 sayılı Kanun 4857 sayılı İş Kanuna göre daha özel bir kanundur. Bu nedenle özlük hakları açısından eğitim personelinin ilk olarak 5580 sayılı Kanun hükümlerine bakılacak ve Kanunda herhangi bir düzenleme yer almaması durumunda 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre işlem yapılacaktır. Tüm bu değerlendirmeler altında eğitim personelinin ücret ödeme zamanı en geç her ayın sonunda olacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.
İşin olağan akışı çerçevesinde ödeme zamanındaki 1-2 günlük sarkmalar işverenin kastı bulunmadığı sürece ücret ödeme zamanının gecikmesi olarak değerlendirilmez.
— Yargıtay[7], “Ücret çalışılan ayı takip eden ay başında muaccel hale gelmektedir”
— Antalya 1.Sulh Ceza Mah. T: 27.08.2008, E: 2008/1408, Takip eden ayın 5 ve 6.günü yapılan ödemeye ilişkin idari para cezasını yerinde bulmuştur.
— Antalya 2. Sulh Ceza Mah. K.T: 2012/83 nolu kararında sözleşmede belli bir gün belirtilmiş olsa da sözleşme gününde yapılan ödemenin ayda bir ödendiğini göstermediği yönünde hüküm vermiştir.
Eğitim personelinin ücretlerinin her ayın sonunda ödenmemesi durumunda ise ücretin geç ödenmesi kabahati ile karşılaşılacaktır. Bu kabahatin yaptırımı ise bu durumda olan her bir işçi ve her ay için (işçiye aylık ücretinin ödenmiş olmasına bakılmaksızın) 2018 yılında 191,00-TL idari para cezası uygulanacaktır.
[1] Anayasa 55.madde: “Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yaralanmaları için gerekli tedbirleri alır.”
[2] 95 Sayılı Ücretin Korunması Sözleşmesi’nin bilhassa 12. maddesi çok önemlidir. ““Ücret muntazaman fasılalarla ödenecektir. Ücretin muntazaman fasılalarla ödenmesini sağlayan tatmin edici başka usuller mevcut olması hali hariç, ücretin hangi fasılalarla ödenmesi lazım geldiği, milli mevzuatla tayin veya bir kollektif mukavele veyahut bir hakem kararı ile tespit edilecektir.”
[3] 10/6/2003 tarih 25134 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
[4] 14/02/2017 tarih 26434 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
[5] 16/06/2006 tarih 26200 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
[6] Yarg. 9. H.D., 02.11.1989, E. 6222, K.9389
[7] Yargıtay 9.HD., 20.04.2011 T, 2009/10895 K.