Bedelli Askerliğin Bedeli Gider Yazılır mı?
İsmail KÖKBULUT
Yeminli Mali Müşavir
ismail@kokbulut.com
1 Ocak 1994 tarihinden önce doğanlar 15 bin TL ödemeleri koşuluyla isterlerse bedelli askerlikten yararlanabilecekler. (21 günlük temel askerlik eğitimi almaları şartıyla) Konuya ilişkin Kanun 03.08.2018 tarih ve 30498 sayılı Resmi Gazetede 7146 sayılı Kanun olarak yayımlandı.
Bedelli askerlikten toplumun çeşitli kesimlerinden vatandaşlarımızın faydalanması bekleniyor. Yani devlet memuru, işçisi, özel şirketlerde çalışanı, serbest meslek faaliyeti icra eden vs. herkes bu haktan yararlanabilecek. Durum böyle olunca fiilen emeği veya mesleki birikimi ile kazanç elde edenler açısından bedelli ödemelerinin vergisel sonucunun ne olacağı da gündeme geliyor. Özellikle serbest meslek kazancı elde edenler açısından durum daha da önemli.
Öncelikle belirtelim, bedelli askerlikle ilgili olarak yapılan ödemelerin ödenecek verginin tespitinde gider olarak kaydedilip, kaydedilmeyeceğine dair doğrudan bir düzenleme ne vergi kanunlarında ne de bedelli askerliği düzenleyen Kanun’da yer almıyor.
Ancak vergi kanunlarındaki düzenlemelerden hareketle bazı soru işaretleri gündeme gelebilir.
Ücretli çalışanlarda
Kamu kurumlarında veya özel sektör kuruluşlarında ücretli olarak çalışanlar açısından bedelli askerlik ödemelerinin gider kaydedilmesine imkân sağlayan bir düzenleme yok. Dolayısıyla ücretli çalışanlar bedelli askerlik ödemelerini ücret matrahından düşemeyecek.
Bedelin işveren tarafından karşılanması halinde
Bedelli askerlikten faydalanmak isteyen kişinin bedelini işverenin karşılaması durumunda ne olacak. Birçok işveren işlerinin aksamaması için çalışanına bu imkânı sağlayabilir. Bu durumda işveren tarafından karşılanan bedelli askerliğin bedeli olan tutar ücret olarak değerlendirilmeli. Gelir Vergisi Kanunu‘nda ücret çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olarak tanımlanmış. Bu durumda ücret olarak değerlendirilen ve üzerinden vergi hesaplanan bedelli tutarı işletme tarafından gider olarak dikkate alınabilir.
Ticari kazanç elde edenler
Bedelli ödemelerini ticari kazanç tespiti açısından genel giderlerin düzenlendiği Gelir Vergisi Kanunu’nun 40/1’inci maddesi kapsamında (Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler) değerlendirmek de güç gözüküyor. Zira askere gitmemek ile ticari kazanç elde etmek arasında doğrudan bir illiyet bağı kurmak mümkün değil.
Avukat, doktor, mimar, mali müşavirler
Serbest meslek faaliyeti icra edenler açısından durum biraz farklı gözüküyor. Sebebi ise serbest meslek faaliyetinin sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanması (GVK md-65). Yani avukat, doktor, mimar, mali müşavir, sanatçı gibi serbest meslek erbabının kazancı bizzat işlerinin başlarında olmaları ve bilgi birikimi ve tecrübelerini kullanmaları suretiyle elde ediliyor. Bu kişilerin askere gitmeleri durumunda askerlik hizmeti süresi boyunca herhangi bir serbest meslek kazancı elde etmeleri mümkün değil. Serbest meslek kazancı elde edenleri ticari kazanç elde edenlerden ayıran temel husus da bu zaten. Zira ticari işletme sahipleri, askere gitmeleri durumunda bile işletmeleri faaliyetine devam edebilir ve ticari kazanç elde edebilir.
Gelir Vergisi Kanunu‘nun 68/1’inci maddesinde “mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderler”in serbest meslek kazancından indirilebileceği hükme bağlanmış. Bu bağlamda bedelli askerlik yerine fiilen askerlik hizmetini yapmaya gidenler için sözkonusu dönemde mesleki kazancın elde edilmesi mümkün değil. Bedelli askerlik ödemesi yapanlar, bu ödeme sayesinde askere gitmeyerek mesleki faaliyetini idame ettirecekler. Ancak bu sürede mesleki faaliyetini idame ettirmek için 15 bin TL’lik bir gider yapmak durumunda. Buradaki illiyet bağı, ticari kazancın elde edilmesine kıyasla daha güçlü gözüküyor. Dolayısıyla bedelli askerlik ödemelerinin serbest meslek çalışanları açısından gider olarak kaydedilmesi, en azından yoruma açık bir husus olarak gözüküyor.