DUYURU 2021/22
KURUMSAL E-POSTA HESABININ İŞVERENCE İZLENMESİNİN KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASINI İSTEME HAKKI VE HABERLEŞME HÜRRİYETİNİ İHLAL ETMEMESİ
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI, K.12.01.2021, B.N. 2018/31036
BAŞVURU KONUSU VE ÖZETİ:
Özel bir bankada (Banka) çalışan başvurucunun iş sözleşmesinde kurumsal e-posta adresinin sadece iş amaçlı kullanılacağı, hesabın haber vermeden banka yönetimi tarafından denetlenebileceği belirtilmiştir. Başvurucunun eşi üzerine kayıtlı bir işletmede çalıştığı iddiası üzerine müfettiş incelemesi yapılmış ve başvurucunun konuyla ilgili savunması alınmıştır. Müfettiş raporunda başvurucunun Banka çalışma ilkelerine aykırı olarak kendi hesabına ticari faaliyette bulunduğu kanaatine ulaşıldığı ifade edilmiştir. Başvurucunun kurumsal e-posta hesabını eşinin ticari işleri için de kullandığının belirtildiği bu rapora istinaden başvurucunun iş akdi feshedilmiştir. Başvurucunun, İş Mahkemesinde işveren aleyhine açtığı işe iade istemli tespit davası ve akabinde Bölge Adliye Mahkemesine istinaf itirazı kesin olarak reddedilmiştir.
OLAY ÖZETİ:
• Başvurucu, özel bir bankada 14/5/2007 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi kapsamında müşteri İlişkileri yönetmeni olarak çalışmaktadır.
• İş Sözleşmesi’nde, personelin banka mülkiyetinde olan elektronik posta adresini (kurumsal e-posta) sadece iş amaçlı olarak kullanmakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Ayrıca kurumsal e-postanın banka yönetimi tarafından haber verilmeksizin denetlenebileceği, personelin bu konuda itirazının olmayacağı ve talimatlara uyacağını kabul ettiği şeklinde düzenleme yapıldığı görülmüştür.
• Başvurucunun, eşi üstüne kayıtlı bir işletmede çalıştığı iddiası üzerine müfettiş incelemesi yapılmış ve başvurucunun konuyla ilgili savunması alınmıştır.
• Müfettiş raporunda başvurucunun eşi adına 1/4/2014 tarihinde bir şirket kurulduğu, başvurucunun bu şirketin muhasebecisine kurumsal e-posta üzerinden ödemelere ilişkin çeşitli belgeler gönderdiği, başvurucunun kurumsal e-posta üzerinden başka bankalarla anılan şirkete ilişkin kredi pazarlığı yaparak kredi başvurusunda bulunduğu, işyerinin stokunda bulunan ürünlerle ilgili bazı belgeleri kişisel e-posta hesabından kurumsal e-posta hesabına gönderdiği ve eşinin hesabının sıkça görüntülendiği hususlarının tespit edildiği belirtilmiştir.
• Başvurucu savunmasında; eşiyle açtıkları işyerini zarara uğramaması için kendi gözetiminde tuttuğunu, ödeme stokun takibi gibi işlerde eşine yardımcı olduğunu, bu durumun zaman zaman iş performansını biraz olsa da etkilediğini ifade etmiştir.
• Başvurucunun banka çalışma ilkelerine aykırı olarak kendi namına ve hesabına ticari faaliyette bulunduğu kanaatine ulaşıldığı ifade edilmiştir.
• Başvurucunun iş akdi görev ve sorumluluklarla bağdaşmayan, banka kurallarına aykırı bu davranışlar nedeniyle 4857 sayılı Kanunun 17. ve 18. maddeleri uyarınca feshedilmiştir.
İŞE İADE SÜRECİ:
• Başvurucu, işveren aleyhine Amasya İş Mahkemesinde 8/6/2016 tarihinde işe İade istemli tespit davası açmıştır.
• Dava dilekçesinde başvurucu özetle feshin haksız olduğunu, işverenin daha önce de performans eksikliği gerekçesiyle kendisinden savunma aldığını ve iş akdinin tazminatsız feshedilmesi amacıyla bahane üretildiğini ileri sürmüştür.
• İşveren davaya cevabında özetle müfettiş raporundaki tespitlere ve başvurucunun ikrar içeren savunmasına dayanarak başvurucunun mesai saatleri içinde eşine ait şirketin işlerini takip ettiğini, bu durumun başvurucunun performansında kayba neden olduğunu vurgulamıştır. Ayrıca iş sözleşmesi ve işyeri etik kurallarına göre başvurucunun başka bir işte çalışmayacağına dair düzenlemeler olduğu hatırlatıldıktan sonra başvurucunun davranışlarının İş Sözleşmesinde ayrıntılı bir şekilde belirtilen çalışanın yükümlülüklerine bu bağlamda özellikle özen yükümlülüğüne aykırı olduğu belirtilmiştir.
• Yargılama sürecinde tarafların tanıkları dinlenmiştir. Başvurucunun tanıkları özetle başvurucunun başka bir yerde çalıştığı ve performans düşüklüğü yaşadığını görmediklerini ancak eşinin adına bir ayakkabı dükkânının mevcut olduğunu ifade etmişlerdir.
Davalı (işveren) tanıkları ise özetle başvurucunun mesai saatlerinde ticari faaliyetleri takip ettiğine birkaç kez şahit olduklarım, ayrıca son dört beş aydır performans düşüklüğü yaşadığını bildiklerini beyan etmişlerdir.
• Mahkeme, dava reddederek doğruluk ve bağlılık kuralı gereği işçinin gelir getirici başkaca işlerle mesai saatleri içinde ilgilenmesi ile iş ilişkisinin sarsıldığı ve işverenden iş ilişkisini sürdürmesinin beklenemeyeceği belirtilerek feshin geçerli nedene dayandığı değerlendirmesine yer verilmiştir.
• Başvurucu vekili istinaf başvurusu yapmıştır. Bölge Adliye Mahkemesi, delillerin takdirinde isabetsizlik görülmediği ve davalı işverenin geçerli nedeni ispatladığının anlaşıldığı gerekçesiyle istinaf itirazlarının reddine kesin olmak üzere karar vermiştir.
• Başvurucu, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştur.
ANAYASA MAHKEMESİ’NİN DEĞERLENDİRMELERİ
Başvuru konusu olayda başvurucu adına tanımlanmış kurumsal e-posta hesabı işveren tarafından incelenmiştir. İşverenin çalışanlarına kurumsal e-posta hesabı oluşturarak kişisel verileri işlemesinin ve iletişim akışını denetim altında tutmasının işlerin etkin bir şekilde yürütülmesini sağlama amacına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda kurumsal e-posta hesabının iletişim akışına ve içeriğine erişilecek şekilde kullanıma sunulması hedeflenen amacı sağlamaya elverişli bir yöntemdir.
E-posta hesabı üzerinden yapılan iletişimin denetlenebileceğine ilişkin önceden açık bir bilgilendirme yapılmadığı hâllerde çalışanın kurumsal e-posta üzerinden kişisel yazışmalar yapabileceği işveren tarafından da öngörülebilir bir durumdur. İşveren tarafından açık bilgilendirme yapılması durumunda ise kurumsal e-posta hesabı çalışanın rızası alınmadan incelenebilir. Bu bağlamda bilgilendirme sonrası işverenin denetleme yetkisine ilişkin bir itiraz şerh edilmediği sürece çalışanın rızasının bulunduğunun ve aksi kanıtlanana kadar da bu rızanın geçerli olduğunun kabulü gerekir.
Somut olayda başvurucu bilgilendirme yapılmadan ve rızası olmadan kurumsal e-posta hesabının incelendiğini ileri sürmüştür. İş akdinde başvurucuya tahsis edilen kurumsal e-postanın sadece iş amaçlı kullanılacağı ve bu hesabın Banka yönetimi tarafından haber vermeksizin denetlenebileceği düzenlenmiştir. Ayrıca iş sözleşmesinde belirlenen yükümlülüklere uyulmaması durumunda iş akdinin feshedilebileceği açıkça belirtilmiştir.
Öte yandan somut olayda işverenin yaptığı müdahalenin kapsamının da tartışılması gerekir. Bu bağlamda işveren başvurucunun başka bir işte çalıştığı iddiasını destekleyen mesaj içeriklerini incelemiş ve bunları sadece yargı sürecinde iddiasını kanıtlamak amacıyla kullanmıştır. İşveren inceleme amacı dahilinde bir denetleme gerçekleştirmiş, elde edilen verileri amaca uygun kullanmıştır.
Bununla birlikte yargılama sürecinde Mahkeme; tanık anlatımları, iş sözleşmesi, iş yeri dosyası ve dosyaya sunulan diğer belgeleri de değerlendirerek bir sonuca ulaşmış, kararda ilgili ve yeterli gerekçe sunmuştur. Başvurucu da yargılama sürecine etkin olarak katılmış, uyuşmazlığı karara bağlayan derece mahkemeleri yargılamada yükümlülüklerini yerine getirmiştir.
Anayasa Mahkemesi, açıklanan gerekçelerle, kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ve haberleşme hürriyetinin ihlal edilmediğine karar vermiştir.(Bu yazının tamamını okumak ve Yayınlarımız’a abone olmak için tıklayınız.)